Kayıtlar

Temmuz, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bugün Bayram Erken Kalkın Çocuklar!

Resim
BUGÜN BAYRAM, ERKEN KALKIN ÇOCUKLAR! Herbirimizin içerisinde farklı bir bayram tanımı vardır. Kimi için harçlık toplanan kimi için içerisinde burukluğunu  hissettiği kimilerinin birlik olduğunu anladığı kimilerininse yalnızlığının daha fazla vurgulandığı gündür bayram.  Cevabını bildiğimiz halde anne/baba yarın bayram mı?diye sorduğumuz gündür. Bayram değil seyran değil bu adam beni niye aradı diyerek asıl aranıp sorulması gereken günlerin bayramlar olduğunun vurgulandığı gündür. Her şeye rağmen neşelidir. Bayram aynı zamanda büyümeyi ölçen kıstastır. Bayram harçlığı aldığın kişi sayısı harçlığı verdiğin kişi sayısından azsa yandın! büyümeye başladın demektir. Ben Kapı kapı dolaşıp bayram şekeri toplamaya çekinmeye başladığım günden bu yana büyüdüğümün farkına vardım mesela. Arkadaşlarıma güzel ve pahalı olan şekerlerimle şov yapma alışkanlığımı bitirdiğim gün anladım şeker toplama yaşımı çoktan geçtiğimi. Gece heyecandan uyuyamayıp sabahı iple çektiğim saatlerin azalmasıyla anladım. Y

Bakış Açımız Neye Göre Oluşuyor?

Resim
içerisinde bulunduğu durumu en iyi hayat şartları olarak değerlendirenler, yetinenler ? Hikaye&Fikir yazısı Bugün yolda yürürken 50’li yaşlarda bir simitçi amcayla karşılaştım. Canım simit almak istemediği halde kader bizi karşılaştıracak ya birden amcaya yönelip simit almak istediğimi söyledim buraya kadar her şey normal seyrinde ilerlerken amca bir anda ceketinin cebinden bir kağıt çıkarıp okumamı istedi kağıdı incelediğimde ise şu yazıyı gördüm; Cumhurbaşkanına bir dilekçe yazılmıştı. Cümlesi cümlesine kağıtta şöyle yazıyordu   “ Sayın cumhur başkanım. Günümüz kızlarının hali vahim ben bu duruma bir çözüm getirmek istiyorum beni Diyanet işlerine atayın her okul başına bir kuran kursu açtırayım Cumhuriyet illetinden kurtarayım artık şu memleketi “  Mektubu okuduktan sonra nasıl bir tepki vermem gerektiğini bilemedim açıkçası.  50li yaşlarda muhtemel ilkokul mezunu bir amcanın Diyanet İşler bakanlığına atanmayı istemesine mi, istemediği Cumhuriyetin Cumhurbaşkanına rejimi değiştir

Kendinle Kalmak

Resim
Kendini Bil, Kendini Bul! Kısa & Motivasyon Yazısı Seni sürekli başka bir şey yapmaya çalışan bir dünyada kendin olmak büyük bir başarıdır.  Kafa Dergisi Şu anda yapmakta olduğun veya yapmak istediğin şey ne kadar ahmakça görünürse görünsün sen o şeye değer verdiğin için, yalnızca bunun için o şeyi yapmaktan vazgeçme. Sesin hayata karşı her zaman yüksek ayakların yere daha sağlam bassın. Parmak kaldırıyorsan eğer elin omzunla birlikte kalksın. Kahkahaların sık soruların gür sesli olsun saçmalamaktan yada yadırganmaktan korkma hatta başkalarının alay etmesi seni daha fazla azimlendirsin çünkü bazı insanlar karar ve özgüven sıfatına sahip kişilikleri görüp dalga geçtiklerinde gülerek örtpas etmeye çalıştıkları şeyin kendi duygusal eziklikleri olduğunu en kolay bu yöntemle saklarlar. Senin hakkında yargıda bulunan kimse olaylara senin açından, senin hislerinle bakmadı bu güne kadar  bu yüzden hep eksiklerdir onlar senin karşında  seninde başkalarının yaşamları karşısın

Kötü Ruhlar Üzerine

Resim
Karamsar Ruhlarla Yaşamak  Kısa&Tespit  Birileri seni aşağıladığında, senden nefret ettiğinde veya seni suçladığında o kişilerin ruhlarına yönel, içlerine gir ve nasıl bir karaktere sahip olduklarını görmeye çalış.   Öncelikle senden bağımsız olan diğer olaylarda verdikleri tepkileri gözlemle.  Ne kadar da karamsar  olduklarını ve daha kendileriyle dahi barışamadıklarını farkedeceksin ve şunu anlamaya çalış 'Sorun senin doğru insan olmadığından değil o kişinin kötü bir ruha sahip olmasından kaynaklanıyor.'   Onun ruhu da bu şekilde yaratılmış diyerek de kaderi suçlama sakın. Her insan ruhunu kendi besler. Yaptığı seçimler tamamen kendi isteğiyledir ve bu onun elindedir.  Dilersen şimdi biraz daha  iç alemlerine girmeye çalışalım. İçinde bir şeyleri halledemediğini dolayısıyla da halledemediği  bu her kötü duygunun yansımasını, prangasını görüyorum.  'Ağlamak, sövmek ve söylenmenin altında yatan gizli hazzını.' Kendini acındırmanın onda bir saplantıya dönüştüğünü

Varoluşsal Dava

Resim
Maddenin içerisinde kaybolduğumuz bu yaşamın esas çizgileri arkamızda bırakacağımız kemik yığınları mı olmalı? Yaşamımı, cevabını bulabilmeye adadığım konudur bir davaya sahip olmak. Bu hayattaki esas rolümü bulup o uğurda bir şeyler yapmak, varoluşumu tamamlamak. Bahsedildiği gibi kolay olmuyor bulması elbette. Zaten keşfettiğimiz gün gerçek anlamda yaşamaya başlamış olacağız. İşte o zaman tanışacağız benliğimizle varoluşsal serüvenimize işte o zaman merhaba diyeceğiz.  Şöyle bir gündelik yaşantımıza göz gezdirelim. Başımızı yastıktan kaldırıyoruz, GÜn doğmuş. Apar topar giyin ve başla günlük serüvene akşam olunca evine dön iki hoşbeş hoop bir bakmışsın uyku saati gelmiş bile. Yahu ömür mü geçer böyle demeyin çünkü tam olarak böyle yaşıyoruz. Oysa çok daha fazlasını yaşamak gerekmez mi 'YAŞADIM' diyebilmek için. Bu sadece varolmak. Tıpkı bitki gibi dünya üzerinde yer kaplamak bu döngünün adı. Bir de 'nasıl anlamamız isteniyorsa o şekilleriyle aktarılmış'  hadiselerin b

Tadını Çıkar Kendi Sıranın

Resim
Tadını Çıkar Kendin Olmanın ! /  Kısa & Motivasyon Yazısı Nedir Kendini Yaşamak?  Dünyaya geldiğimiz andan  itibaren görünmez zincirlerle çevrilmeye başlarız. Irkımız, ismimiz, kültürümüz,ailemiz,memleketimiz derken birçok vasıfla daha dünyayla tanışır tanışmaz hemhal olmaya başlarız. Zamanla bu zincirlerin kalınlığı artmaya başlar. Etrafımızdaki insanlar iyi veya kötü niyetle bizleri şekillendirmeye, olmamızı istedikleri figüre boyarlar. Oysa hayat yolculuğunda her insan kendi 'ben'ini bulmak için gelmemiş midir?   Ruhlar aleminde yaratıldığın o günden bu yana, yani milyonlarca yıldır sıranı bekledin. Bugün 'senin sıran!' Milyonlarca yıl ile kıyaslandığında yaşayacağın ortalama 60 yıllık bir ömür hesaplanmaya değer değilmiş gibi görünse bile, bu hayata değip geçecek olsan bile, tam da şuan senin sıran!  ' Öyleyse dilediğin gibi yaşa' Çünkü bugün güneş senin için doğuyor. Yağmur yağıyorsa senin için, tavuklar yumurtluyorsa senin, ağaç meyve veriyorsa senin i

Aramak, velev ki 'buldum' diyene kadar!

Resim
Aramak, velev ki 'buldum' diyene kadar!       Nedir bizi bu koca kainatta değerli kılan? Milyonlarca galaksi, milyonlarca tür içerisinde bizleri tek ve özel kılan 'o şey' de nedir?    Bir yolcu olarak yaşadığımız ve her zamanı gelince sona eren canlılar gibi sona ereceğini bildiğimiz bu yolculukta biz neyin, nerenin yolcusuyuz?    Bu soruyu uzun süredir sorar dururum kendime. Sahi, ne için varım? Yaşam yolculuğumdaki asıl  rolüm ne? Bu koca evrende varlığımı yokluğuma tercih eden o güç neden beni seçmişti? Pekala bir meşe ağacıda olabilirdim. Hiç ayak basılmamış bir ormanda yaşayan bir karınca da seçilebilirdim. Fakat ben bir insanım ve beni bu vasıfta seçenin elbette üzerimde bir planı da olmalıydı.   Sadece hayati vazifeleri yerine getirmek yani yemek içmek üremek ve zamanı gelince de ölmek gibi bayağı bir vazife için yaratılmış olsaydım diğer türlerden ne farkım kalırdı?  O halde yaşamak için çok daha kutsal, çok daha insanca bir gerekçe bulmalıydım. Peki bu insanca

Duygularımızı Yazıya Aktarma Eğilimimizin Arkasındaki Sebep

Resim
Neden Blog Yazarız?  Ben Neden Yazıyorum?    Bir anda kalkıp yazmaya başladım. O an yazmasaydım fizyolojik ve mental olarak sarsılırdım. Yazmaya başlayınca daha beter sarsıldım! Tıpkı Sait Faik'in 'Yazmasaydım delirecektim' dediği nokta gibi. Okumak, yüzünü kapatmaktır yazmak ise yüzünü açmak.     Bu ikilemin idrakine vardığım an bir karar verdim. Ya sadece okuyacak fikirlere, insanlara, hatta kendime yüzümü kapatacak, kendi kendimin sesini kısacak içimde yaşayacaktım. Ya da yazarak, fikirlerimi, düşüncelerimi hatta  kendimi sesimle teşhir edecektim.   İkinci yolu seçtim. Çünkü yazmak kalıcılıktı. Geride bırakacağım her yazı, her eser beni yaşatmaya, fikirlerimi diri tutmaya devam edecekti.Simyacılar uğraşadursun asırlar öncesinden seslenen Platon'un her okuyucusuyla yeniden yaşaması ölümsüzlüğe kavuşma isteğinin bir yöntemi değil miydi? Eğer haykırmak istediğin fikirlerin varsa neden içinde tutasın ki? İşte beni yazmaya iten asıl amaç bu oldu. 'Birgün sona ereceğin