Varoluşsal Dava

Maddenin içerisinde kaybolduğumuz bu yaşamın esas çizgileri arkamızda bırakacağımız kemik yığınları mı olmalı?






Yaşamak Ne Zor Kalbi Olana'

Yaşamımı, cevabını bulabilmeye adadığım konudur bir davaya sahip olmak. Bu hayattaki esas rolümü bulup o uğurda bir şeyler yapmak, varoluşumu tamamlamak.

Bahsedildiği gibi kolay olmuyor bulması elbette. Zaten keşfettiğimiz gün gerçek anlamda yaşamaya başlamış olacağız. İşte o zaman tanışacağız benliğimizle varoluşsal serüvenimize işte o zaman merhaba diyeceğiz. 

Şöyle bir gündelik yaşantımıza göz gezdirelim. Başımızı yastıktan kaldırıyoruz, GÜn doğmuş. Apar topar giyin ve başla günlük serüvene akşam olunca evine dön iki hoşbeş hoop bir bakmışsın uyku saati gelmiş bile. Yahu ömür mü geçer böyle demeyin çünkü tam olarak böyle yaşıyoruz. Oysa çok daha fazlasını yaşamak gerekmez mi 'YAŞADIM' diyebilmek için. Bu sadece varolmak. Tıpkı bitki gibi dünya üzerinde yer kaplamak bu döngünün adı.

Bir de 'nasıl anlamamız isteniyorsa o şekilleriyle aktarılmış'  hadiselerin başrollerinin yaşam serüvenine bakalım. 

Ünlü Bilim İnsanları 10 İlginç Hikaye | AB Proje Yönetimi

Platonu, Gazalisi, Farabiler, Nazımlar ve Necipleriyle; Bu dünyadan yaşamak namına ne varsa hakkıyla yerine getirilmiş veya getirildiğine inanılmış(!)  yüksek şöhret çukurundan hapis saadetine kavuşmuş nice yanık zihinler geçmiş.

Peki bu insanlar yaşamış ve sonrasında sessiz sedasız göçüp gitmişler mi? 
Hala haklarında konuşabildiğimize göre yanıt 'hayır' olacaktır. 
Şu halde sığınak edindiğimiz o koca beyinleri dahi içine alan o madde nerede?

Maddenin içerisinde kaybolduğumuz bu yaşamın asıl çizgileri arkamızda bırakacağımız kemik yığınları mı olmalı?

127 What Your Aim Life Success Photos - Free & Royalty-Free Stock ...

O halde bütün mesele şu noktaya varıyor ki bir iz bırakmamız lazım, bir iz.
Hayatı yaşamaya değer kıldığına inandığımız her ne varsa ona ait bir iz.

Doğru veya yanlış her neye inanıyorsak onun hakikati uğrunda ve şuurunda bir dava.

PEKİ NASIL BULACAĞIZ VAROLUŞSAL DAVAMIZI?

Coelho bu soruyu 'Yüreğine sorman yeter' olarak cevaplamış. Yani cevabısın sen kendi sorunun. Davan senin içinde.  Örnek vermek gerekirse;

Platonun davası bilgiydi. Saf, asıl bilgiye ulaşmak. Bu davası uğruna ipe gitmekten çekinmedi. Nazım davası için ülkesini terketti Necip Fazıl ise iç ülkesini. Kimine göre bu dava inandığı şey uğruna savaşmaktı belki. Neticede herkesin kendi yaşam öyküsüne göre bir davası muhakkak ki vardı.

Peki gelgelelim yazarınıza,

İşte benim de uzun süredir aklımı kemiren düşünce budur, varoluşsal sancılarımın nedeni kendi davama dört elle sarılamamamdan kaynaklı,  hala kendi davamın savunucusu olabilmiş değilim. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pergel Metaforu

Sağcı-Solcu Cumhuriyeti